| Inglés | Turco | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | sweet tooth n. | tatlıya düşkünlük | ||
|
Tom has a sweet tooth. Tom'un tatlıya düşkünlüğü var. More Sentences |
||||
| Inglés | Turco | |
|---|---|---|
| Idioms | ||
| Idioms | a sweet tooth n. | şekerli şeylere düşkün olma |
| Idioms | a sweet tooth n. | tatlıya düşkün olma |
| Idioms | a sweet tooth n. | tatlı/şekerli şeyler yemeyi sevme |
| Idioms | a sweet tooth n. | tatlı/şeker düşkünlüğü |
| Idioms | a sweet tooth n. | tatlyla/şekerli şeylerle arası iyi olma |
| Idioms | have a sweet tooth v. | şekere/şekerli yiyeceklere düşkün olmak |
| Idioms | have a sweet tooth v. | şekere/tatlıya zaafı olmak |
| Idioms | not to have a sweet tooth v. | tatlıyla arası iyi olmamak |
| Idioms | have a sweet tooth v. | tatlıyla arası iyi olmak |
| Idioms | have a sweet tooth v. | tatlıya düşkün olmak |
| Idioms | have a sweet tooth v. | şekerli şeylere düşkün olmak |
| Speaking | ||
| Speaking | I have a sweet tooth expr. | tatlıya zaafım var |
| Speaking | I have a sweet tooth expr. | tatlıya düşkünüm |
| Speaking | he has no sweet tooth expr. | tatlıya düşkün değil |
